Hakkımda

Fotoğrafım
İstanbul, Türkiye
ADANA, kardeşliktir “bize gidelim”dir , “bizde yiyelim”dir , “bizde kalalım”dır… “Bende para var oğlum sen gel”dir.. Beraber dayak yiyip… …kahkahalarla seneler boyu hatırlamaktır..

9 Aralık 2016 Cuma

ADANA'NIN TACI SABANCI MERKEZ CAMİİ

SABANCI MERKEZ CAMİİ


Adana’nın Reşatbey semtinde yer alan Sabancı Merkez Camisi,1998 yılında hizmete girmiştir. Ana kubbesi 32 metre çaplıdır. Sabancı Merkez Camisinin proje mimarı Necip Dinçtir. Orta doğunun en büyük camisi olmasıyla birlikte 28.000 kişiliktir. 52.600m² alan üzerine kurulmasıyla birlikte kapalı alan olarak da 6.600 m²’ye sahiptir. Osmanlı mimarisi tarzına uygun düşünülmüş, görünüm olarak iç mekan ve plan anlamında Selimiye Camisini anımsatır.4 minaresi, 4 yarım kubbesi ve 5 kubbesi vardır. 4 halife,4 mezhebedir. Yani iman’ın 6 şartına ve İslam’ın 5 şartı olarak açıklanmaktadır. 32 metre çapında ki ana kubbe 32 farz, avluda ki 28 kubbe Kur’an da adı telaffuz edilen 28 peygambere ve ana kubbede ki 40 pencere ise Muhammed’in peygamber olduğu yaşı, 99 metrelik olan 6 minare de Allah’ın 99 ismini niteler.

Cami, Adanalılar tarafından büyük bir ilgi ile karşılanmış; Adanalı hayırseverlerin, Türkiye Diyanet Vakfı’nın ve devlet bütçesinin katkıları ile caminin %50’si bitirilebilmiştir. 1996 yılında mali desteğe ihtiyaç duyulduğunda hayırsever Sabancı ailesi ile temas kurulmuştur. Sabancı ailesi de “VAKSA” kanalıyla toplam bir trilyon yüz kırk milyar TL bağışta bulunarak caminin tamamlanmasına yardımcı olmuşlardır.  Önceleri cami “MERKEZ CAMİİ” olarak anılmakta iken, Sabancı ailesinin bağışından sonra “SABANCI MERKEZ CAMİİ” olarak isimlendirilmiştir.

Cami, Sabancı ailesinin verdiği büyük destek ile kısa sürede tamamlanarak, 18 Aralık 1998 günü yine devlet töreni ile Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile Sakıp Sabancı tarafından törenle açılmıştır. Son cemaat ve çevre düzenlemesi dahil camiinin bütün işleri, 2000 yılı Aralık ayında tamamlanmış, eser, Osmanlı mabet mimarisinin özgün eserlerinden olan Sultan Ahmet ve Selimiye camilerinin sentezinden meydana gelmiştir.

Adana Denilince Sabancı Merkez Camii
Sabancı Merkez Camii denilince aklınıza adana geliyorsa:

BU FOTOGRAFLAR TAMDA SİZE GÖRE...


















             

2 Aralık 2016 Cuma

GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE KADİRLİ

KADİRLİ TARİHİ 



Kadirli`nin Türklük dönemindeki ismi: Kars olarak geçmektedir.

Kars`ın ortaçağda Ermenilerden kalma bir yer ismi olduğu akla gelebilirse de o döneme ait haçlı kroniklerinde (belgelerinde) Kars şehir ismi geçmemektedir. Kars ismiyle geçen belge şimdiki araştırma sonuçlarına göre 1469 tarihine kadar uzanabilmektedir. Memluklar ile Ceyhan nehri kıyısında savaş yapan Zülkadiroğlu Şehsuvar Bey, başarılı olamayınca Savrun kıyısındaki Kars`a çekilmiştir. KARS, Çukurova`dan Ermeni hakimiyetinin kalkmasından hemen sonra (1340-1375) Maraş yöresinde yerleşip yurt tutan Zülkadiroğullarının hakimiyetinde kurulan bir şehir ismi olarak ortaya çıkmıştır.

Kadirli`de Osmanlı Hakimiyeti`nin gerçekleştirildiği 16.yy`ın başlarında tutulan 1526 tarihli Tapu-Tahrir defterinde de Kadirli Sancağı`nın Kars-ı Maraş olarak geçmektedir. Yani Maraş`a bağlı veya Maraşlılar`ın Kars`ı anlamına da gelmektedir. Buna rağmen 1500 ve 1600`lü yıllarda tutulan Osmanlı Arşiv belgelerinde "Kars-ı Zülkadriyye" ismine rastlanmaz. Genelde 1690`lı yıllarda patlak veren Maraş yöresindeki aşiretlerin isyan ve Kaçgun olayları esnasında Kars-ı Zükadriyye ismine sık sık rastlanmaya başlanır. 

PAZAR YERİ veya  Kars Pazarı

Kadirli`nin ticari canlılığı bütün tarih boyunca varola gelmiştir. Bu husus 1572 tarihli Adana defterinde şöyle açıklanıyor.

"....ve isneyn pazarında Maraş toprağıdır dediğimiz Kars sancağıdır". Bu sözlerin anlamı açıktır: Kadirli`nin 1500`lü yıllarda bile canlı ve eski bir pazar yeri olduğunu göstermektedir. Kadirli(Kars) ve Pazar sözleri birbiri ile bütünleşmiştir. 1808 tarihli son Kadirli sipahi yoklama defterinde bile Kadirli Kasabası " Pazar yeri demekle maruf" sözleriyle açıklanıyor.

Kars-ı Zülkadriyye

Kadirli Kasabası 1865 yılında yeniden kurulurken Cevdet Paşa`nın elinde bulunan bilgiler ve tarih görüşleri çerçevesinde Kars-ı Zükadriyye ismiyle resmiyet kazanmıştır. Aynı zamanda iskan sonrası Kadirli`nin bir mahallesi Pazar ismini almıştır. Günümüzde de Pazar mahallesi varlığını korumaktadır.






KADİRLİ

Kadirli ismi, sayın Vayısoğlu`nun tespitlerine göre 7/11/1928 tarihinde kesinlik kazanmıştır. Kadirli isminin alınmasında o zaman Adana İl Genel Meclisinde sözü geçen Remzi Karamüftüoğlu`nun önemli rolü olmuştur. Remzi Bey, Kadirli isminin alınmasıyla hem Zülkadiroğulları`nın hatırlanmasını sağlamış ve hem de yörenin Türklük özelliklerinin tarihi-kültürel temellere dayanmasına da yardımcı olmuştur. Kadirli Tapu ve nüfus dairesinde bulunan (eski yazı) defterlerde hala Kars ismine rastlanmaktadır. Açıklamalara göre Kars`a gönderilen mektuplar ve diğer resmi evraklar çoğu kez karışmakta olup bazen Adana Kars`ı veya Doğu Anadolu`daki Kars yanlışlıkla tercih edilmektedir. Muhtelif sebeplerden dolayı Kars isminden vazgeçilmiş ama Zülkadiroğullarından gelen KADİRLİ ismi korunmuştur.



Kadirli - Kars Bağlantısı

Büyük ölçekli Erzurum ve Kars yöresi pafta haritalarındaki yer isimleri, köy, şehir ve dağların aldığı isimlere baktığımız zaman Kadirli yöresi ile bağlantıları hemen fark edebiliyoruz.....Hacıhalil Dağı....Güveloğlu köyü....Yağbasan....Söğütler....Çullu....Azaplı....Tozlu....Karakuş köy isimleri Kars yöresinde bulunmaktadır.

Kars`ta 1.Dünya Harbi esnasında büyük kahramanlıklar gösteren Cihangiroğlu İbrahim Ağa oldukça tanınan bir kişi idi. Şimdi Kadirli`de bulunan Cihangirli Ailesinin kökenlerinin, Çıldırlılar`ın Kars tarafına dayandığını söylemek mümkündür.