Hakkımda

Fotoğrafım
İstanbul, Türkiye
ADANA, kardeşliktir “bize gidelim”dir , “bizde yiyelim”dir , “bizde kalalım”dır… “Bende para var oğlum sen gel”dir.. Beraber dayak yiyip… …kahkahalarla seneler boyu hatırlamaktır..

8 Ekim 2016 Cumartesi

KADİRLİ FIKRALARI

                                         KADİRLİ – KOZAN
                      

                         FIKRALARI 


                        100 NUMARA

Bir Kadirlili ile bir Kozanlı birlikte İstanbula gitmişler. Epey dolaştıktan sonra, bir otele varıp kalmak isterler. Oteldeki resepsiyona varırlar. Kadirlili:
Bana 99 numarayı ver" demiş.
Kozanlı:
Ben Kadirliliden aşağıda yatmam, bana da 100 numarayı ver " demiş.


                                    KOZANLI İLE YILAN 

 Gene bir gün Kadirlililer bir deney yapmak için bir tane Kozanlı bulurlar. Deneyin amacı ise bir yılan bir Kozanlıyı kaç dakikada öldürür.

 Tutuyorlar yılanı ve Kozanlıyı bir çukura atıyorlar. Bir dakika geçmiyor. Yılan bağırıyormuş:

 KURTARIN BENİ, KURTARIN BENİ,KOZANLI BENİ SOKUYOOOOOR"
(Bu yılanın son sözleri olmuş.)


                     BU SEFERLİK BENİ DE EŞŞEK SAY 


  Kozandan gelen bir kervan, Kadirli tarafına giderken, geçit vermez bir dereye rastlar, geçmek ne mümkün. Bakarlar ,orda koyunlarını otlatan bir Kadirlili çoban var. Çağırırlar:

 “Bizi karşıya geçir, ne istersen verelim.” derler.
 Çoban derenin sığ yerlerini biliyor tabi ki, Çoban:
  “Kişi başı on lira, eşekbaşı beş lira alırım.” demiş.
 Önce kabul etmezler. Çoban:
 “ Siz bilirsiniz.”deyince; kabul etmek zorunda kalırlar. Parayı verip karşıya geçmeye başlamışlar.  Uyanık Kozanlının biri Kadirlili çobana yaklaşır ve kısık bir sesle derki:
“ Hemşerim al şu on lirayı; beş lirası eşek için, beş lirası da benim için.”
Kadirlili itiraz eder.
 “ Olmaz !.” der.
Kozanlı:
 “ Yaa bu seferlik, beni de ondan say, ne olur?” der.


                                  O DA GÂVUR MU

Bir gün Kadirlili Kozanlıya  deri peyniri satacakmış. Deri ile beraber tartmışlar, 5 kilo gelmiş. Kozanlı demiş ki:
     - "Bunun derisi ne olacak? Peyniri deriyle beraber tarttık"
Kadirlilide:
     - "Tamam, peyniri eve götür, deriyi de evde çıkar. Yarın getir deriyi tartalım. Toplam kilodan düşeriz" demiş. Kozanlı peyniri eve götürmüş, deriyi çıkarmış. Kurnaz adam ya; akşamdan deriyi suya basmış, ağır gelsin diye. Ertesi gün olmuş. Deriyi getirmiş. Tartmışlar 6 kilo gelmiş:
Kadirlili:
     - " Ulan dün peynirle beraber 5 kilo gelen deri, bugün 6 kilo nasıl
oluyor. Kozanlı,sen beni kandırıyon hellame" demiş. Kozanlı, üstüne üstlük, bir de Kadirliliden fazla para aldın diye, bir miktar da parayı geri almış. Bu Kadirliliye çok dokunmuş, ama ne yapsın? 
     Kadirlili, bir gün oğluyla gezerken, Çamlı kahvenin orda, yurtdışından gelen birkaç tane turist görmüşler. Oğlu hemen:
     - "Aaaa, baba bak gâvur " demiş. 
Babası da:
     - " O DA GÂVUR MU, SEN GİT BİR DE KOZANLIYI GÖR " demiş.


                  MUNDAR OLAN KARPUZLAR

Çukurköprüye karpuz satmak için giden bir kadirlili kaza yapar.olay tam kadirli-kozan sınırında köprü üzerinde gerçekleşmiş karpuzlar dağılıyor.oğlu kozan sınırını geçen karpuzları toplarken babası " ne yapıyon lan "demiş oğlu da "baba karpuzları topluyorum" 
babasıda" LAN BIRAK ONLAR KOZAN TARAFINA DÜŞTÜ MUNDAR OLDU" demiş.


                 SEN KOZANLISIN

 Bir gün Kadirlili çoban koyunlarını dağa otlatmaya götürüyor. Aradan 3-4 saat geçiyor. Bir adam, yanına yaklaşıyor. Çoban ile  muhabbete başlıyor. Hoş beş, nasılsın, falan,filan derken adam, çobana:
- “ Ben senin nereli olduğunu bilirim. Doğru bilirsem sen bana koyunlarından birini verirmisin?” diyor. Çoban da kabul ediyor:
- “ Söyle o zaman, ben nereliyim?” Adam:
- “Sen Kadirlilisın.” Diyor. Çoban:
- “ Nerden anladın?” Adam:
- “ Üzerindeki kıyafetten.” Diyor. Çoban:
- “ Doğru bildin, evet ben Kadirliliyim. Anlaşmamız gereği istedeğin koyunu al.” Diyor.  
      Adam gidiyor ve koyunların içinden, en büyüğünü, en irisini alıyor. Adam giderken çoban adamın arkasından sesleniyor.
- “ Heyy bir dakika.” Adam:
- “ Ne oldu? “ diye soruyor. Çoban:
- “ Ben de senin nereli olduğunu bilirsem, sen de o aldığını geri bırakırmısın? Adam:
- “ Bilemezsen 2 tane daha koyun alırım.” Diyor. Çoban da bu teklifi kabul ediyor. Çoban adama:
- “ Sen Kozanlısın” diyor. Adam şaşırıyor:
- “ Nasıl bildin Kozanlı olduğumu?” Deyince;
Çoban:
- “ O  kadar koyunun içinden, koyun diye seçip aldığınız; koyun değil; köpek de ondan” demiş.

               KURNAZ KADİRLİLİ
            Kadirli – Kozan geçimsizliği Padişahın kulağına kadar ulaşır. Bunların geçimsizlik nedeni nedir acaba?  Sebebini bir öğreneyim der. Emir verir ve otağını Kadirli – Kozan sınırına, Çukurköprü’ye kurdurur. Bir gün bekler hoş geldine gelen yok…  İki gün bekler, bir hafta bekler hoş geldine gelen yok…   Adamlarına emir verir.
-          “Önünüze ilk gelen Kadirli’li ve Kozanlıyı yakalayıp bana getirin!”
Padişahın adamları emir icabı ilk yakaladıkları Kadirlili ve Kozanlıyı  padişahın huzuruna çıkarırlar. Kadirlili    ve    Kozanlı  el  etek  öperler  ve  padişah kızgın bir sesle şöyle der:
-          “Söyle bakalım Kadirlili neden bana hoş  geldine gelmedin?”
Kadirlili  cevap  verir :
-          “Efendim, önce Kozanlı hoş geldin desin ondan sonra geleyim demiştim.”
Padişah Kozanlıya döner:
-          “Peki,  Kozanlı sen neden bana hoş geldiğe  gelmedin?”
Kozanlı da aynı cevabı verir:
-          “Efendim, önce Kadirlili hoş geldin desin ondan sonra geleyim demiştim.”
Padişah kızar, hiddetlenir, bağırarak Kadirlliye döner:
-                     “Demek öyle haa!...... Dile benden, ne dilersen Kadirlili. Sen ne istersen Kozanlıya iki katını  vereceğim!” Deyince;
Kadirlili düşünür, taşınır, ne istesem acaba diye… Para istesem iki katını Kozanlıya verecek. Mal istesem iki katını Kozanlıya verecek. Ölmeyi zaten kimse istemez. Biraz daha düşündükten sonra. Gözleri parıldayarak;
-          “Tamam buldum “der.
-          “Padişahım benim gözümün birini çıkartın”. Der.
Padişahın emriyle, Kadirlilinin  bir gözünü, Kozanlınında  iki  gözünü çıkarırlar.


                   NE İŞİN VAR ?

        Kadirlili ile Kozanlı arasındaki yılan hikayesi ile ilgili geçimsizlik , Eski Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener’in Kulağına gelir. Bu geçimsizliğe bir son vermem lazım diyerek Kadirli ve Kozan sınırındaki Çukurköprüde bir toplantı yapar. Toplantıdan sonra temsili olarak bir torbaya yılan koyup köprüden aşağıya atacaktır. Böylece Dostluk ve Kardeşlik sağlanmış olacaktır. (Şu anki Çukurköprüdeki Sumbas Çayı üzerindeki köprüde “ Kardeşlik Köprüsü  ” yazmaktadır.
            Yılan torbaya konur ve Abdüllatif Şener’e verilir. Tam Köprünün ortasında iken torbayı eliyle kaldırıp kulağına doğru yaklaştırınca torbadan yılan şöyle der:
-          Ulan Gardaşım, bunların arasında senin ne işin var!
Abdüllatif Şener, bir an şaşırır ve bozuntuya vermeden torbanın ağzını açar ve yılanı tam köprünün orta yerinden Sumbas Çayına bırakır. Yılan suya düşünce kafasını kaldırarak, bir Kozanlılara, bir de  Kadirlililere  bakar ve Kadirli kıyısına doğru yüzerek Kadirli topraklarına ulaşır. Abdüllatif Şener, uzaktan seslenir:
-          Yılan kardeş neden Kadirli tarafına geçtin? Deyince;
-          Görmüyor musun?  Orada  Kozanlı var. Diyerek çalılıklara doğru gitmiş.


                             MUNDAR

Kadirli’li avcının birisi Sumbas Çayı  kıyısında avlanıyormuş. Bir
ördek uçmuş havalanmış. Bizim avcı çiftesini ateşlemiş ve ördeği vurmuş.
Fakat ördek Sumbas Çayının  karşı kıyısına Kozan sınırına düşmüş. Bizim
avcı:
-          Eyvahhhh mundar oldu ! demiş .




1 yorum: